21 Ocak 2011 Cuma

Oi Va Voi, dalgın hayatların şnorkeli tadında bir müzik...

Müzik, yeri gelir şehir insanının şnorkeli olur, başka bir diyardan kokusu farklı bir oksijen misali...


Son iki akşamdır İstanbul Babylon'da sahne alan ve 21 Ocak Cuma günü de sahnede sihirli müziklerini yapmaya devam edecek olan "Oi Va Voi" topluluğu da işte bu kokusu farklı oksijen misali bir avuç şehir insanını şenlendirdi dün akşam.



Kainatın soğuk ve gri bir yakasından, Londra'dan kalkıp şehrimizi şereflendirmiş olan bu topluluğun mayasındaki sentez ailelerinin Yahudi göçmenler olmasından, şarkılarını ingilizce ve yiddish dilinde seslendirmelerinden,-yiddish dili yahudilerin konuştuğu ibranicenin biraz almanca ile sarmaş dolaş olmuş bir lehçesi- bir de üzerine 1001 gece masalları tadında hisler yaşatan ekmek arası bir oryentlik sıkışmış olmasından ileri geliyor. Müziğin kalıp peynir gibi isimlendirilmesinden hoşlanmasam da daha anlaşılır hale getirebilmek için oi va voi insanlarının müziğini indie, folklorik, etnik ve hatta elektronik olarak adlandırabiliriz. Trompet, klarnet, elektro gitar, davul ve gerçekten başka bir davul (en düğün hallerinden) gibi enstrümanlarla donatılmış grubun tüm üyeleri en az bir enstrüman çalabiliyor.

Nik Ammar (gitar, mandolin, vokal, prodüksiyon),
Josh Breslaw (davul, perküsyon, prodüksiyon),
Leo Bryant (bas gitar),
Steve Levi (klarnet, vokal),
David Orchant (trompet),

şahane misafirleri
Anna Phoebe (viyolin)
Lucy Shaw (bas gitar)
Bridgette Amofah (vokal-dün akşam şehri istanbulu ışıklandıran vokal)
Alice McLaughlin (vokal)

Bir de dün akşam tesadüfen tanıştığım, trompetçi David'in Londra'dan ta buralara hem istanbul görmeye hem turneye eşlik etmeye gelmiş iki arkadaşı var; Todd ve Dave, enerjileri mekanın şahsen bulunduğum kısmına ayrı bir neşe kattı. Onların da seyirci performanslarına ayrıca selam olsun.



Grubun ismi Oi Va Voi, yiddish dilinde "Aman Tanrım!" anlamına gelmekle birlikte, Refugee ya da Magical Carpet adlı parçalarını dinlerken insanın içini gerçekten "oi va voi" diye bağırmak isteyen bir his alabiliyor. 90'lı yılların sonunda kurulan grubun şu ana kadar Digital Folklore, Laughter Through Tears, Oi Va Voi ve Travelling the Face of the Globe adlarında dört albümü, ve tadından yenmez beş single'ı çıkmış.

Son albümlerinin ismi gerçekten müzikleriyle örtüşen bir isim olmuş. Yuri'yi dinlerken kendinizi bir macar düğününde bulup balkan ezgileriyle coşarken, Every Day'i dinlerken birden kıta değiştiriyor ve klarnet çalan vokalin o insanı adeta uçuran yiddish nameleriyle çöllere konuyorsunuz.

Oi Va Voi'nın seyircisi de bir başka...Babylon'un o ukala şehir insanından eser kalmıyor ruha işleyen bu müziği duyanda. Şayet aramızda empatik insanlar varsa sahneden bara doğru uçuşan o iyilik melodilerini renk renk görmüştür.. 2 saatliğine de olsa dalgın hayatlarınızın dışına çıkıp bir şnorkelden kana kana oksijen almak misali, ışık ışık Oi Va Voi ezgilerini dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim. 12 Şubat Cuma günü tekrar Babylon'da sahne alacak olduklarını da sevenlerine sevinçle duyuralım.

ve aman dikkat şnorkelinize gerçek kaçmasın :)
ışıklı müzikleriniz olsun.



Sevgiler.
hil'alem

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder