25 Şubat 2011 Cuma

Beirut; müziğin külliyesine bilet gibi!



kaldırım taşlarına palyaço suratları çizmek
palyaçoların gülümser olması, şehir insanının onları çiğnemesine rağmen,
nantes dinlerken niente! demek italyan vurgusu ilen
italyadan kartpostallar gelmesi mutlu mutlu
ve bir pazar gülümsemesi
akordeonun körüğüne sıkışmış kahkahalar hatta
beirut...
11. gezegen keşfedilirse (evet bilmeyenler varsa bir onuncu gezegen keşfedildi diye biliyorum)
adı beirut olsun...
niente!

Brandenburg Orkestrasının maestrosu; söz sende!

PS: Beirut, Zach Condon, söyleyeceklerim var hakkınızda, durun hele..

http://www.beirutband.com/




hil'alem

21 Şubat 2011 Pazartesi

yol(suz)luk...


atlayıp da bir vos-vos hayaline,
mukadderatta olan ve olmayan tüm yollara doğru,
benzinsiz ve benzimiz atmış,
elma yanaklı çocukluk olmadan
koşa koşa
yol alalım...
armoni olsun yolluğumuzda...
bitmesin müzik; yol-suz-luk olmasın...


hil'alem

17 Şubat 2011 Perşembe

"Yüzde Yüz Barış" Barışa Sanat Sergisi; barışa çomak sokanlara inat.

Sen barışa çomak sokan!
Bilir misin ki şu an vücudunda parlak bir zehir gezinmekte; ardında "para"normal bir aktivite olan. Fark et! Farkında ol! Ayırdında ol herşeyin yolunda olmadığının...ve gardını al! barışı amaç edinmiş insanımız var hala, sömürdüğün huzurlu günlerimizi elinden kurtarmak için...


Emeğine sağlık 44 sanatçımız bu semaya birer çığlık gönderdi - adı "Barış" olan. 2 Şubat - 14 Şubat tarihleri arasında Tarihi Aznavur Pasajının 9. katında bulunan Adasanat'ın ev sahipliğiyle gerçekleşen "%100 Barış" adlı karma sergide Barış için Sanat platformundan 44 sanatçımız her biri kendi üslubu ve disipliniyle, kendi dilinde, barışa çomak sokanlara "Dur!" dedi. Sergi kataloğunda yer alan Emre Zeytinoğlu'nun yazısında da belirttiği gibi "Ülkeye şiddet ve kan getirenlerin kullandığı barış sözcüğü ile, bizim kullandığımız barış kavramını birbirinden ayırabilmek amacıyla, estetik diline müracaat ediyoruz. Sonuçta biz, silahlardan ve kandan arınma anlamında, gerçek barışı isteyenleriz"

Memet Güreli, Hakan Gürsoytrak ve Taner Güven'in organizasyonunu üstlendiği sergide farklı disiplinlerden gelen sanatçılar barış temalı yapıtlarıyla, insanoğlunun düşüncesiz ve vicdansız tarafına erdemlice haykırdı. Açılış kokteylinde Kardeş Türküler'den bir grup müzisyenin barış türküleri seslendirdiği sergi bine yakın katılımcı tarafından ziyaret edildi. Ve daha da güzeli, bu - hırçın ama - dokunulması gereken vicdan tellerine farklı yerlerinden dokunabilmeyi başarmış serginin önümüzdeki günlerde farklı il ve ülkelerde tekrar sergilenmesi planlanıyor.

Son gününe yetişebildiğim sergiyi, içinde bulunduğum ucuz bir tüketim manyaklığı günü olan sevgililer gününde ziyaret ediyor olmam, sergideki tüm eserleri, sokaktan buram buram yükselen "dünyaya aldırmam, kendi dünyama bakarım" vurdumduymazlığına inat, daha özenle incelememi sağlayan önemli bir etkendi. Her birinin altında yatan barış fikrine hakettiği övgülü bakışı, kara mizahlısına sıkı bir gülüşü, zeki göndermelerinde kafamın üstünde oluşan hayran düşünce baloncuklarını ve yeri geldi gözyaşını doya doya paylaştım tüm eserlerle.

hey world hear my voice from selda asal on Vimeo.

Selda Asal- "Hey dünya duy sesimi" 9' video,2008

Metin Üstündağ'ın bir kara tahta üzerinde çarpık toplumumuza ve eğitimimize yaptığı göndermede gülüp, barışın kanatlarının zincire vurulduğu Seyhan Atamer ellerinden çıkmış heykelde hayran oldum...Ümit İnatçı'nı barış için "barış büyüsü" fikrine ise şaştım kaldım Adasanat'tan kahkahalarımı esirgemeyerek...Müzisyen Serdar Ateşer'in yazdığı liriklerle, Selda Asal'ın Diyarbakır'da aklı pırıl gençlerimizin katılımıyla gerçekleştirtirdiği atölye çalışması sonucu ortaya çıkan "hey dünya duy sesimi" adlı videosu ise - çok sesliliğin beni hep duygulandıran bir unsur olmasından olsa gerek- ne yalan diyim bir iki gözyaşımı özgür bıraktı Aznavur'un taşlarına doğru..

Buket Güreli - "Savaş ve Barış" interaktif düzenleme, karışık teknik, 2011

Sergi çıkışında katılımcı sanatçılardan Buket Güreli ile sohbet etme fırsatım oldu. Kendisi eşi Memet Güreli ile beraber Adasanat'ı kuran ve bu güzel işte emeği geçen sanatçılardan biri. Ve kanımca sergiye katmış olduğu eser "Savaş ve Barış", serginin de, taşıdığı amacın da başlığı gibi.. bir metreye bir metre, uzaktan tablo gibi görünen ve küçük magnetlerden oluşan bu interaktif düzenlemede, siyah beyaz savaş görüntüleri yer alan her küçük magneti, çiçekli böcekli, huzur dolu bir barış magnetiyle sergi ziyaretçileri kapatıyor. Siyah beyaz tablo, barış isteyenlerin sayısı arttıkça, renkleniyor; barışa eriyor...

Kadir Çıtak - "Ceylan" Fotoğraf, 2011
Kadir'in kendisine de ayrıca teşekkür etmek istiyorum, böylesi önemli bir sergiden haberdar olmamı sağladığı için..

Aznavur pasajının 9. katında gerçekleşmiş, benim gibi nicelerini etkilemiş bu serginin, sanatını sadece para için değil de daha ulvi amaçlar için kullanmayı bilemememişlere inat, halkların kardeşliğine inanmayanlara inat, yeryüzünün barış olmadan daha uzun yıllar direneceğini sananlara inat, düşünmeden yaşayanlara inat, Adasanat'ın terasından İstiklal'e bakarken gördüğüm, elektrikli ışıklarla donatılmış sözüm ona aşk ağacının ötesinde berisinde bilinçsizce fotoğraf çekenlere inat, barışa çomak sokanlara inat, her ilde ve her ülkede gerçekleşmesi, uyandırması ve farkındalık yaratması temennisiyle...

Soyadı sırasıyla sergiye katılan sanatçılar: Süreyya Acar, Aşkın Adan, Zeycan Alkış, Veysi Altay, Selda Asal, Seyhan Atamer, Seçkin Aydın, Mehmet Çeper, Fulya Çetin, Kadir Çıtak, Nazım Hikmet Richard Dikbaş, Artin Demirci, Bülent Fidan, Hakan Gürel, Buket Güreli, Memet Güreli, Hakan Gürsoytrak, Taner Güven, Ümit İnatçı, Ekrem Sami Kızıltan, Şerif Kino, Temür Köran, Gamze Olgun, Gülizar Doğan, İrfan Önürmen, Eyüp Öz, Şefik Özcan, Ender Özkahraman, Anti-Pop, Semih Poroy, Menekşe Samancı,Yonca Saraçoğlu, Ani Setyan, Kemal Seyhan, Barış Seyitvan, Sinan Şanlıer, Esat Tekand, Orhan Taylan, Metin Üstündağ, Cemil Cahit Yavuz, Nalan Yırtmaç, Mehtap Yücel, Turgut Yüksel ve Emre Zeytinoğlu.

hepinizin emeğine ve yüreğine sağlık.

Hilal SARI
14 Şubat 2010

metinüstündağ - "Kara tahtam kem talihim" Karatahta, tebeşir, 2010

Seyhan Atamer, "Barışı engelleyin" Karışık teknik, Heykel, 2011

Ümit İnatçı, "Barış Büyüsü" Karışık teknik, 2011

15 Şubat 2011 Salı

çöl ışığı sonatı



kainatın içinde bir ay,
ayın içinde bir kainat,
ludvig ayın,
gün çöllerin sonatını yazadursun..
dört kitabın manası
yusuf'un dilinden züleyha'nın gönlüne aksın..
karagözüm, hacıvatım; bu hikayeyi anlatsın...

10 Şubat 2011 Perşembe

çöl kızı Hindi Zahra sessizce gülümser mikrofona, ve şehir dinler...

Fas'lı bir annenin Fransız bir askere aşkından olmuş, bir berberi kız Hindi Zahra.. Müzisyen amcalardan, ara sıra oyunculuk bile yapmış ev hanımı bir anneye...18 yaşına kadar Fas'ta ruhuna kaçan çölün büyüleyici hali, bugün icra ettiği müziğinde hatırı sayılır bir etkiye sahip. Etnik müziği cazın içinde gülümsemesiyle harmanlayan Hindi Zahra müziğine aşık. Söylerken dinleyenlerden daha çok eğleniyor ve yüzü aydınlanıyor..Bugünün Billie Holiday'i diyorlar kırmızı şarap tadında bir sese sahip melankolik ama deli bu müzisyene.





Kendisini keşfettiğim günden itibaren Türkiye'ye ne zaman gelir diye beklerken, büyük bir talihsizlik sonucu Goran Bregovic'in konseriyle aynı gün şehr-i İstanbul'da sahne almıştı Hindi Zahra ve ben tercih yapmak zorunda kalmıştım. Şubat ayının -küresel ısınma sağolsun- ne ısınmak ne de soğumak bilmeyen şu günlerinde Ankara'da bir konser verdikten sonra İstanbul'a geldi nihayet. Biletleri günler öncesinden tükenmişti. Fakat Zahra'yı tanıyan, müziğindeki o lezizliği tatmış ve buna rağmen bilet alamamış olan her +24 heyecanla ve umutla bilet bekledi konser günü mekanın önünde...

Tiryakilerin sigara faslı biterken, ünlü yönetmen Tony Gatlif'in - filmleriyle yarışır diyemesem de :) izlemeye değer bir klip çekmiş olduğu "Beatiful Tango" adlı parçanın duru ve melankolik çingene büyüsü içine işlemiş ritimleri duyulmaya başladı. İstanbul'un ihtiyacı olan pamuk şeker gibiydi Zahra...Sevindi şehir anlayacağınız bu kadife sesi duyunca. Müziğinde çıkınını sırtına atmış, dere tepe düz giden bir kızın saçlarındaki rüzgar vardı. Sözlerini kendi yazıp, bir kaç gitar rifi yapıp üzerine bir kaç ritim kaydederek bestelerini yapan çöl güzeli soul-folk-jazz balatlarını Berberi kökenleriyle sarmaş dolaş ediyor ve ortaya evrensel bir müzik çıkıyor.


Berberi müzikleri ve çöl rock'n roll'unun arasında büyüyen Hindi Zahra'nın sanatla tam anlamıyla karşılaşması onsekiz yaşında okulu bırakıp Fransa'ya babasının yanına gelmesi ve Louvre Müzesi'nde işe başlamasıyla olmuş. Yorgun akşamlarında melankolik şarkı sözleri yazarak geçirmiş yıllarını. Şu an 30 yaşında ve geçtiğimiz sene çıkardığı "Handmade" albümüyle çok hızlı bir çıkış yaptı kaliteli müzikseverlerin dünyasına. Afro-Amerikan müzik akımını hayli önemli bir yerde tutan Zahra solo kariyerine başlamadan önce soul müzik grouplarında hip-hop vari back vokaller de yapmış. Fakat bu süreçte ne istediği ve müziğinin gerçek omurgası belirmiş.

Şarkılarını İngilizce, Fransızca ve Berberice seslendiren Hindi Zahra'yı dinlemesi keyifli - fakat seyretmesi daha bir keyifli. Güncel ve özgürlük karşıtı bir uygulama olan +24 meselesinden de haberdar olan Hindi Zahra, "burada olamayacak kadar genç olan arkadaşlarıma gelsin sıradaki parçam" diyerek konuya samimi ve içten bir protestoda bulundu sanatçı üslubuyla. "Set me free" derken özgür kalıp, "Oursoul" da gidenlere gülümsedi, yeni single'ı "Fascination" da yaşadığı bir aşktan büyülendi belki de.

Mikrofona sessizce gülümsedi Zahra, ve kimsenin çıtı çıkmadı. Hindi Zahra sahnedeyken büyü hiç bozulmadı... Avrupa şarabının tadına bakmış bu çöl kızını yakından takip etmeli, rüzgarını hissetmeli...

Hilal SARI