1 Mayıs 2019 Çarşamba

İlginç fikirler ‘tanrısı’ Shed Simove: Dünyayı yaratıcılık ve kadınlar kurtaracak

İstanbul’da geçtiğimiz hafta gerçekleşen Marketing Meetup Pazarlama Zirvesi’nin ilginç bir ana konuşmacısı vardı: Kelimenin tam anlamıyla ‘boş’ bir kitapla Amazon’da ‘best-seller’ yazar olan, ‘Pazarlamanın Tanrısı’ olarak da anılan ve adını ‘Tanrı’ olarak değiştirmeye teşebbüs etmiş Shed Simove, açılış konuşmasını yaptığı zirvede yaratıcı işlerle uğraşan Türk pazarlama dünyasına ve gençlere ilham verdi.

Görsel: Tom Banfield

Stand-up tadında geçen konuşmasının ardından Simove’la işlerini, bu işlerin arkasındaki itici gücü ve her işinde kendini gösteren kara mizah üzerine konuştuk.

Kendini ‘sanatçı, girişimci, konuşmacı, yazar’ olarak betimleyen ve yaracı fikirleriyle birçok ödül alan Shed Simove Erkekler seks dışında ne düşünür’ adlı kitabı 2011 yılında bastırdığında ‘tüm sayfaları boş olan kitap’ tüm dünyada yankı uyandırmış, 90 binin üzerinde satmış, olumlu olumsuz bolca tepki almış, sonrasında ise aralarında İspanyolca, Japonca, Hırvatça, Hollandaca, Çince’nin de olduğu birçok farklı dile çevrilmişti. Temel uzmanlık alanları yaratıcılık, inovasyon, gerilla pazarlama ve satışları artıran fikirler üretmek olan Shed Simove ‘Big Brother’ gibi televizyon programlarının prodüksiyonundan Walt Disney World’e farklı alanlarda çalıştı.

Sonrasında konsept hediyeler tasarladığı bir mağazacılık imparatorluğu kurdu ve dünya genelinde 1.5 milyonun üzerinde ilginç hediyeler sattı. İki kez ‘Yılın Hediyesi’ ödülünü aldı. Kendi para birimini üretti, kendi ‘Tinder’ uygulaması ‘Shinder’ı geliştirdi.

Dünyanın birçok yerinde yenilikçi fikirlerini gençlere anlattığı motivasyon konuşmalarına devam ediyor. Ünlü sözlerinden biri ise “İnsan vücudundaki en seksi organ beyindir.”

Hiç sosyal amacı olan bir proje için çalıştınız mı?

“Shed hayatınla ne yapıyorsun” mu demek istiyorsunuz? Ama dürüst olacağım, size tamamen katılıyorum. Bu gerçekten ailemde de yapılan bir şakadır. Akrabalarımdan biri bir gün yanıma oturdu ve şöyle dedi: “Shed, ne zaman faydalı bir iş yapacaksın?” Siz bunu çok daha kibar şekilde dile getirdiniz fakat şöyle bir şey var. Evet ben sığ bir adam olarak tanınıyorum. Belli ki var olan bir boşluğu dolduruyorum. Bu konu üzerinde düşünüyorum. Bence yaratıcılığın dünyayı kurtaracağı düşüncesi kesinlikle çok isabetli ve önemli. Aslına bakarsanız dünyayı yaratıcılık ve kadınlar kurtaracak. Çünkü bence şu anda daha iyi bir cinsiyet yok.

Dünya için endişeleniyorum ve okullarda yaratıcılık potansiyelimizin ortaya çıkması gerektiğini, bu yaratıcılığın faydalı bir şekilde kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Benim yaratıcılığım belki ekolojik anlamda çok da faydalı bir şekilde kullanılmamış olabilir. Şimdiye kadar yaptığım işlerin akıl sağlığı açısından bile faydalı olmadığı iddia edilebilir. Fakat gülmek de akıl sağlığı için hayli önemli ve insanları güldürdüğümü düşünüyorum.

Kitabınızla cinsiyet eşitliği gibi önemli bir konuya parmak basıyorsunuz. İnsanları kadın ve erkek arasındaki farkları düşündürmeye teşvik ettiniz. Biraz bahsedebilir misiniz kitaptan? Bu kitabı yazmaya karar verirken vermek istediğiniz sosyal bir mesaj da var mıydı?

Kesinlikle vardı. Kendini beğenmişlik yapmak da istemem fakat bazen komedi çok önemli meselelere meydan okuyabiliyor. Adımı ‘Tanrı’ya çevirmek istediğimde, yapmak istediğim sadece bunu yapıp yapamayacağımı görmek değildi. Bu konseptle de oynamak istiyordum. Çünkü herkesin belirli bir yücelik fikriyle belirli bir ilişkisi var. ‘Erkekler Seks Dışında Ne Düşünür?’kitabıyla da cinsiyet eşitliği konusuna kısmen parmak bastım.

Dünya liderlerinin çoğunun kadın olduğu bir dünya hakkındaki kitabı da yolda

Yeni bir kitap projesi var mı peki?

Aslına bakarsanız şimdi de benzer bir konu üzerine kurgu bir roman yazıyorum: Şu anda adamların yıkıcı ve agresif olduklarını düşünüyorum. Tabii ki genelleme yaparken dikkatli olmalısınız. Fakat çoğu devlet lideri erkek. Ben de şunu merak ediyorum, ya ülkelerin çoğunun lideri kadın olsaydı? Tabii ki tüm kadınlar harika, fakat cinsiyetlerin temel olarak çok farklı olduğunu düşünüyorum. Ve bence kadınlar genelde daha iyi.

Yani Theresa May başbakan seçildiğinde mutlu oldunuz?

O kadar da abartmayalım. Çok emin değilim. 

Brexit’i savunuyor muydunuz, karşı mıydınız? 

Karşıydım. Ben kapsayıcı bir insanım. Tanrım! Çok iyiyim! Uzaylılar eninde sonunda yeryüzüne indiğinde birden tüm insanlık olarak ortak bir paydada buluşabileceğiz. Bence kabilecilik veya aşiretçilik çok tehlikeli. Ve sınır çizmenin her türlüsü – bu uzun yıllar önce erkekler tarafından harita üzerinde çizilen ülke sınırları da olabilir, aynı saç renginde insanların diğerlerini ötekileştirmesi de – çok tehlikeli. Çünkü o zaman aslında çok da önemi olmayan bir konuda birbirinizle tartışmış veya savaşmış oluyorsunuz. Yani bence ulus, din gibi konularda çok dikkatli olunmalı. Çünkü insanlar – başta da konuştuğumuz gibi – yaratıclık gibi bir yetiye sahip. Bence iyi ve nazik olma yetimiz de var ve bu yetileri teşvik etmeliyiz. Yani çok da klişeleşmeyelim ve Michael Jackson’a bağlamayalım ama, hepimiz biriz değil mi? Dünya olarak koca evrende sadece küçük bir noktayız. Bu küçük noktamıza sahip çıkmalıyız.

Gençleri yetiştirme şeklimiz çok barbarca, onları hayata hazırlamıyoruz

Şu anda teknolojik olarak gelişmiş olduğumuzu düşünüyoruz. Ama aslında duygusal olarak hiç de gelişmiş durumda değiliz. Gençlerimizi yetiştirme şeklimiz – sizi bilmiyorum ama, hiç size büyürken birileri ‘Akıllısın’, ‘Tuhafsın’, ‘Düşüncelisin’, ‘Duygusal zekan yüksek‘ dedi mi? Sizin içinizdeki potansiyeli ortaya çıkartıyor yetkişkinler. Çocuklarımızı 18 olunca – ya da 21 veya 16 – gönderiyoruz evden ve hayatta ihtiyaçları olacak yetkinlikler olmadan. Bence 100 yıl sonra insanlar geriye dönüp gençleri yetiştirme şekilleri konusunda “Ne kadar da barbarmışız” diyecek.

Eğitim sistemi hayata hazırlamıyor, okullarda ‘İyi sevgili nasıl olunur’ da öğretilmeli

Bu konuda herhangi bir projeniz var mı? 

Bir gün çok varlıklı olduğumda – umarım – bu konuda bir şeyler yapmayı çok isterim. Eğitim sistemini değiştirmenin savunucularından olmak isterdim. Çünkü bence ciddi şekilde bozuk bir sistem ve gençleri hayata hazırlamak için o kadar fazla alan var ki üzerinde çalışılabilecek – akıl sağlığı, ebeveynlik, iyi bir sevgili olmak, vergi beyannamesini nasıl doldururum, nasıl ilgi çekerim, nasıl marka haline gelirim vb. – bunlardan hiçbirini bilmiyoruz. Çılgınlık bu, hiçbirşeyi bilmeden çıkıyoruz eğitim sisteminden. Ama gerçek dünya bizlerden bunu bekliyor.

Zaten Amazon’da best-seller bir yazar olarak zengin değil miydiniz? 

Yaratıcı bir insanım ama çok da iyi bir işadamı olduğum söylenemez. Ama öğreniyorum, bu konuda kendimi geliştiriyorum.

Türkiye’ye ilk gelişiniz miydi?

Hayır, daha önce de hem iş için, hem tatil için gelmiştim. İstanbul’u bildiğimi söyleyemem ama çok beğendim. Kendimi çok şanslı hissediyorum, zeki beyinlerle dolu inanılmaz bir ülkeye uçabiliyorum. Farklı bir kültürden yeni bir şeyler öğrenip zenginleşebiliyor, sonra da evime dönebiliyorum.

Shinder konusuna gelmek istiyorum. Tinder değil ama Shinder – ve kadınların tek match olabileceği adam da sizsiniz. Neden? Tanrı kompleksiniz mi var? Yoksa narsist misiniz? Bu arada isminizi gerçekten Tanrı olarak değiştirmeye mi çalıştınız?

Resmi olarak değiştirmeye çalıştım ismimi, evet. Sonra da bankamda değiştirmek istedim, ama bankam bunun olamayacağını ve ‘beni bankadan atacaklarını’ söyledi. Ben de iki ismim olduğunu ve adımın ‘Allmighthy God’ (Ulu Tanrı) olduğunu söyledim. Çıldırdılar ve beni bankadan kovmakla tehdit ettiler. Sonra konu haberlere de çıktı ve manşetlerden biri de “Banka Tanrı’ya haddini bildirdi” olmuştu. Nihayetinde adımı tekrar Shed Simove olarak değiştirmek zorunda kaldım. 

Sorunuza dönecek olursak, evet bence narsist bir adamım. Fakat umarım az da olsa bir duygusal zeka kırıntım da vardır – en azından narsist olduğumu bilecek kadar. 

‘Shinder sadece bir espriydi ama iyi bir espriydi’



Shinder’ı kurarkenki amacınız, mevcut flörtleşme uygulamalarıyla veya günümüz ilişkilerinin yaşanış şekliyle dalga geçmek miydi? Yoksa ‘Ya bir flört uygulaması geliştireyim ve kadınların tek çıkabileceği adam ben olayım’ diye mi düşündünüz?

Shinder gerçekten sadece bir espriydi – ama iyi bir espri oldu. Bu espriye para da harcadım ve dört farklı kod yazılması gerekti. Çok stresli bir süreçti. Web browser üzerinden çalışan uygulamayı kendim geliştirdim. Yazılımcılarım vardı tabii, o kadar da yetenekli değilim. Tabii hepsini çıldırttım uygulamayı geliştirdiğimiz süreçte. Ama bu gerçek bir uygulama. Aslında bunu daha önce yapılmamış bir şey olduğu için yaptım. Hiç denenmemiş şeyler yapmayı seviyorum. 

Mottosu ‘Nicelik değil nitelik’ olan Shinder üzerinden tanışıp görüştüğünüz kadınlar oluyor mu?



Shinder’dan harika date’lerim oldu. Çok şanslı bir adamım. Tuhaf bir tipim biliyorum, herkesin tipi olmadığımı da biliyorum. Ama benim de bir takım yeteneklerim var. Bence uygulamada kadınlar için iyi bir date’im. Flört hayatıma da yaratacılığı sokmayı denedim. İyi bir date’in üç aşaması olduğunu düşünüyorum: Kokteyl buluşmalarını, akşam yemeği buluşmalarını ve fetiş klübü buluşmalarını seviyorum – tabii çok erken bir aşamada değilsek. Çok harika kadınlarla tanıştım ama mahremiyete önem verdiğim için çok detay vermeden genel olarak bahsedeceğim buluşmalarımdan.

Kadınların dünyasına kenarından da olsa girebildiğim için şanslıyım

Shinder’da inanılmaz olan şey şu: İnternet tüm dünyada olan bir şey ve özel bir jetim olsaydı örneğin, Shinder’dan tanıştığım tüm kadınlarla görüşmeye devam etmek isterdim. Çünkü dünyanın her yerinden match’im oldu fakat hepsiyle görüşmeye vaktim olmadı. İngiltere’de birkaç buluşmam oldu. Hiçbiri çılgın date’ler değildi. Biriyle kokteyl bara gittik. Berlin’de biraz sürreal bir date’im oldu. Çünkü kadın bloggerdı ve buluşmamızla ilgili blog da yazıyordu. Dolayısıyla ekstra bir baskı vardı üzerimde. Ama genel olarak kadınlar muhteşem. Ve ben de kadınların dünyasına kenarından da olsa girebildiğim için kendimi şanslı görüyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder